20 Haziran 2010 Pazar

KADIN: Mükemmelmiyiz ?
Duchamp’la başlandığı Kabul görülen   kavramsal   sanat anlayışı ,  sanat eserini klasik bakıştan, duvarlara asılan,cam fanuslara konulan, müzelerde belli bir kesimin beğenisine sunulan anlayıştan   kurtarmıştır.
Kavramsal  sanatçılar  geleneksel  estetik  kuralların  dışına  çıkmaya  özen  göstererek, sanat nesnesini alışılmış  biçim özelliklerinden çıkarmışlardır.
Kavramsal sanat anlayışı  biçimden öte altında yatan   düşünsel yapıyla ilgilenir. Fakat biçimi öz ardı ederken fikir yada düşünceleri aktarmak için bir takım malzemelere de ihtiyaç duyarak kendine özgü estetik yargılarla birleştirir.Öte yandan kimi  sanatçılar  dili, kimileri de  bedenlerini  sanat  nesnesi  yapmışlardır. Bu  anlayışta  önemli  olan  izleyicide  farklı bir bakış açısı yaratmak ve düşünsel bir katılım sağlamaktır.İşte tam bu noktada Odd Nerdrum ve Kiki Smith’in eserlerine baktığımda iki soruya cevap bulmaya çalıştım. Sanatı  herkes tarafından anlaşılır hale getirmek mi  ? Ve neden kadın ? Aslında iki  soruma da cevap verdiler. Geleneksel  ve   genel  kabul gören  sanat  üretimlerini yıkmak  yerine   sanatı herkes tarafından anlaşılır hale getirmek. Estetik yargıları  yıkarak  belli bir kesime hitap eden  sanat eserini yapımına karşı çıkıyorlar. Eserlerin kavramlarıyla ilgilenmemizi istiyorlar . Klasik sanat  anlayışına bir gönderme aslında . Estetik  yargıların dışına cıkarak  iğreti duran  insan dışkısını çalışmalarında kullanmışlardır.Dışkıyı  güzel vücutlu  kadınlarla birlikte kullanarak  güzelle çirkinin çelişkilerini mi bizlere göstermek istiyorlar acaba?
Görülen kadını seyredip  haz almak yerine  sorgulama  gereksinimi hissettiriyor .
Bunların yanında tüm bu düşünceleri aktarırken neden kadını kullanmışlardır? Kadınsal bir sorunada mı dikkat cekmemizi istiyorlar .Cinsel bir obje , meta halini almış kadını  aslında  görsel bir tüketim unsuru olduğu gerçeğini ters düz etmek istiyorlar ,çevreyle ve dünya ile  olan ilişkilerini ,kadının kendi  özgün kimliklerini  göstermek…
Sanatçılar  toplumun kadına  ve bedenine dayattığı güzellik kavramlarını inceleyerek , kadını ötekileştiren  , üzerindeki toplumsal baskıları  ve bunların yol açtığı psikolojik ve fiziksel  değişim etkilerini  farklı materyaller ve nesneler kullanarak gözler önüne seriyorlar. Mükemmellik anlayışını yıkarak  aslında hiçbirşeyin mükemmel olmadığını gayet tiksinç bir hal alabileceğini aktarmaktalar.
Toplumsal açıdan kadının içinde bulunduğu konuma, başsız, içi boş elbiselerle yapılan göndermeler, sanat tarihinde, kadının temsiline ilişkin eleştirileri de içerir. Çoğu erkek olan pop sanatçıların, kadını reklam kültüründen ne kadar farklı sundukları tartışılabilir estetiğin,  reklam kültüründe ve moda dergilerinde bir meta olarak sunulan kadın bedeninin bu biçimde temsili, bu alana yapılan bir eleştiriyi de içermektedir. Erkek izleyicilerin görme zevklerini önlediği gibi kadın olgusunun yok edilmiş olduğunu, kimliksizleştirildiğini de gösterir.
Kamusal alan  içinde dört duvar arasına sıkıştırılan ötekileştirilen   kadın kimliğini  haz veren değilde iğreti duran bir çıplaklıkla gözler önüne   seriyorlar .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder