29 Mart 2010 Pazartesi

TARKOVSKİ VE İDEAL SANAT ARAYIŞI
Sanat en genel anlamıyla, yaratıcılığın ve \ veya hayal gücünün ifade biçimidir. Aslında sanat insanın evrensel bir değeridir.
İnsanın yaşamını , faaliyetlerini etkileyen her şey sanatı etkilemektedir ve sanatçı tarafından yorumlanarak insan beğenisine sunulur ve estetik bir zevk ve heyecan uyandırır .
İnsanların gerçek doğada gerekse sanat eseri karşısında yaşadıkları haz, “güzel” ve “güzellik” duygusuyla ifade bulmaktadır. O halde, güzel ve güzellik estetiğin dayandığı temel kavramdır.
Platon'a göre güzel, bir ideadır. Doğada gördüğümüz her şey idealardan aldıkları pay oranında güzeldir.
Tarkovski güzel kavramında hayatın çelişkiler içerisinde yer aldığını güzelin çirkinle çirkinin de güzelle iç içe olduğunu ve bu çelişkinin sanat da hem uyumlu hem de dramatik bir birlik içerisinde belirdiğini ifade eder.Güzele ulaşmakta ancak gerçeğin peşinden koşmakla mümkün olduğunu söyler.

Peki ama gerçek nedir ?
Tarkovski gerçeğe insanın kendi varlığıyla ilgili en temel soruları sormasını , bir ruhsal varlık olarak kendisinin bilincine varması olarak nitelendiriyor ve sanatçının bu çağrıya asla kulak asmaması gerektiğini ifade ediyor.
Platon'a göre ise iki evren vardır. Biri duyumlanabilen varlık evreni, diğeri akıl ve düşünme yoluyla kavranabilen idea’lar evrenidir. Asıl gerçeklik idealar evrenidir. Duyular yoluyla kavranabilen evren idealar evreninin bir görüntüsü, kopyasıdır. İnsan gerçek bilgiye idealar evrenini kavrayarak, yani düşünerek varabilir. Duyumlanan evrenin bilgisi yanıltıcıdır ve görecelidir.
Aristotales Platon'un idealizmini eleştirerek rasyonalizmi realist bir anlayışa dönüştürmüştür.
Gerçek bilgi, tümel gerçekliklerden tümdengelim yoluyla elde edilebilirler. Aklın genel gerçekliklerden yola çıkarak buradan tikel ve özel bilgiler elde etmesi aklın temel fonksiyonudur ve türevidir.
Aristotales’e göre iki türlü bilgi vardır. Biri deneye, yani yaşarken duyum ve algılarla kazanılan bilgiler, diğeri ise bilimsel bilgidir. Bilimsel bilgi kavram, yargı ve akıl yürütmeye bağlıdır. Bilimsel bilgi tek tek var olanlarda kalan bilgi olmayıp, genel ve tümel olanı kavramaya yönelik rasyonel bilgidir’’ demiştir.
Ona göre sanatsal uğraşıda sanatçı özverili olmalıdır. Gerçek bireyselliğe ancak özveriden geçebileceğini bu gerçeği unutup insan olma duyularımızı da kaybettiğimiz ileri sürer. Sanat kişinin iç dünyasında sonu gelmeyen dur durak bilmeyen bir alan sunuyor. Sanatın bilgi aktarma ifadesine değinirken iletişim işlevi ile de ne kadar iç içe olduğunu bizlere göstermektedir. Sanatın farklı bir anlatım biçimi olduğunu kişilerin bu anlatımla kendileri hakkında bilgi verirken farklı deneyimlere de ulaşma imkanı olduğunu söyler. Sanatın faydacılık sağlama değil tamamen özveriden ileri geldiğini ifade eder.
Sanatçının konu aramadığını , onun iç dünyasında yeşerip belirginleştiğini ve şekil kazandığını ve dış dünyaya aktardığını ifade eder. Yaratıcılık eğilimin onun var oluş biçimi olduğunu ve bu eylemin kaçınılmaz olduğunu söyler.
Sanat eserinin değerinin onu algılayanlara göre değiştiğini , sanat eseri hakkında en genel tavır ise kişilerin gösterdikleri tepkilerin bulunduğu coğrafya , toplum arasında ilişki kurulması ile önem kazanacağı doğrultusundadır. Sanat eseri hakkında nihai bir bilgiye kavuşmak, anlamını , görevini açıklığa kavuşturmak mümkün değildir.

Goethe ‘ nin bir sözüne değinmiştir ‘’Sanat eseri yargılanmaya ne kadar kapalı ise o kadar değerlidir ’’ demiştir , önemli olan noktanın bu çelişki dengesinden ve uyumundan doğan sanatın az cağrışımlar uyandırmasıdır.
Sanatın deneyimlerini sanatta ifade edilen idealleri benimsemiş olsaydık şüphesiz daha iyi insanlar olabileceğimizi ancak sadece katharsis ve sarsıntıyla iyiye yöneltilebildiğini ifade etmektedir.
Tarkovski kitabında sanatın herkese yönelik olduğunu herkes tarafından hissedilebilen bir etki oluşturmayı duygusal bir sarsıntı yaratmayı amaçlamıştır sanatçıların ilettikleri manevi duygulardan etkilenmelerini ister.Yalnız eğitmeyi öngörmez sadece manevi bir deneyim yaşatmayı hedefler .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder