Hatice KUL
"dünya tozlanan bir yerdir." Bütün insanlar toz almak için gelirler dünyaya.Kimisi bir ülkenin tozunu alır,kimisi bir sehpanın,kimisi bir ceketin. Ama bazen bir de gözün tozunu almak gerekir
2 Nisan 2012 Pazartesi
Sınıfın Sosyal Teorisyenleri: Kamusal Alanda Terlik Sorunu
Sınıfın Sosyal Teorisyenleri: Kamusal Alanda Terlik Sorunu: - Terlik, elin hiç yardımı olmadan giyilmek üzere tasarlanmıştır. Eğilmeye karşı duyulan nefretin anıtıdır. - Theodor Adorno, Minima Morali...
2 Temmuz 2011 Cumartesi
Yazan-Yöneten: Arinsu Arslan
OyuncularBaba : Veli Sezgi
Çocuk : Serengil Demir
KIRINTI
http://www.youtube.com/watch?v=YHEB86pTv9Q&feature=shareGüncelle! / Update!
25.05–09.07.2011
Küratör / Curator Derya Yücel
Sanatçılar / Artists
Hakan Selçuk Bacak (bacak)
Badem (badem)
Fırat Bingöl (firatbingol)
Neşe Çoğal (nese cogal)
Özge Enginöz (ozge enginoz)
Eda Gecikmez (edagecikmez)
Fikret Gerçik (fikret gercik)
Murat Germen (muratgermen)
Ozan Gezer (ozan)
Kutlu Gürelli (kutludamla)
Lara Kamhi (larakami)
Hatice Kul (hatice)
Christina Maria Kulot (christina maria kulot)
Zekine Kundukan (zekine kundukan)
Lefor (el-gringo)
Esra Sağlık (esra)
Tolga Savaş (tolgasv)
Kıvılcım Harika Seydim (kivilcim harika seydim)
Berkay Tuncay (berkay tuncay)
Tahir Ün (tahir un)
Feza Velicangil (feza)
Aslı Vural (asli vural)
Ercan Vural (ercanvural)
Sergi arayüzgaleri.com'da yayınlanan sanatçı portfolyolardan , küratör Derya Yücel'in seçmiş olduğu çalışmalardan oluşuyor.Sanatın sanal ortam ile fiziksel dünya arasındaki serbest dolaşımını sağlayan bu çalışma şimdilerde Çukurcuma'da sergileniyor.
arayuzgaleri.com SAYI NO.1 - Güncelle! PDF katalogu için tıklayınız.
http://arayuzgaleri.com/php/uploadedfiles/arayuzgaleriguncelleinterfacegalleryupdate.pdf
Sergiye dahil olan çalışmam...
Silah alın verin , ekonomiye can verin !
25 Kasım 2010 Perşembe
Sanat kamusallaşırsa !
1917 yılında Marcel Duchamp’ın bir sanat galerisine ters bir şekilde yerleştirdiği pisuar sanatın sarsılmaz ve değişmez olarak kabul edilen yapılarını yıkarak sanatın imgelerini ,anlamlarını, mekanla olan ilişkisini sorgulatmayı başarmıştır.
Ona göre bir süpermarket, kişisel bir banyo da yada bir evin çatısı sanat alanı haline gelebilirdi.
Bu yaklaşım 19. yüzyıl sanatına ve geleneksel sanata tamamen aykırı bir düşüncedir. Tüm algıların yıkılması anlamına gelen bu tavır post-modernizmin temellerinin atılmasına ve farklı sanat disiplinlerine de değişik bakış açıları getirilmesine sebep olmuştur.
Sanat artık belli bir sınıfın düşünce yapısından çıkmış farklı algıların ve alt kültürlerinde kendi fikirlerini ifade ettikleri bir alan haline gelirken sanatın kentin sokaklarına çıkmasını sağlamıştır.Fluxus, performans, happening gibi daha çok kamusal alanda yapılan disiplinler ortaya çıkarak sanatın kamusal mekanla olan ilişkisi araştırılmıştır.
Kamusal alan nedir ?
Kamusal alanlar , insanların eşit fayda sağlayabileceği, toplumun ortak yararını belirlemeye ve gerçekleştirmeye yönelik düşünce, söylem ve eylemlerin üretildiği ve geliştirildiği ortak toplumsal etkinlik alanlarıdır.
Kamusal alanda yapılan kültürel, siyasi içerikleriyle gösterilen bu yapıların halk üzerinde büyük etkileri bulunmaktadır . Ancak bu sanat yapıtları yönetim yada toplum bireyleri tarafından tepkiler alıp, engellenebilmektedir de.
1970’li yıllarda Amerika’da ortaya çıkan rap kültürü ve bunun içerisinde yapılan grafitti hareketi buna çok iyi bir örnektir. Bu kültürü benimseyenlerin sprey boyalarla metro duvarlarına yaptıkları yazı ve resimler eleştiri almış ve yönetim tarafından kamusal alanlara zarar verdikleri düşüncesiyle illegal işler adını almıştır.
Bir çağdaş sanat yapıtı için kamusal alan kavramsal açıdan çok iyi bir teşhir alanı olma özelliğindedir.Çünkü sanat yapıtları galeri ya da müzelerde belli bir kesimin gezip gördüğü durumdan çıkıp her kesimden insanın izlediği , etkileşim içine girdiği bir yapıt halini almıştır.
Kamusal alanda sanat toplum bireylerine en etkin şekilde ulaşan, onları bu etki altına gönüllü yada gönülsüz alan bir eyleme dönüşmüştür. Aslında bir gösteri türüdür ,kişilerin o sanat yapıtını sevmesi yada sevmemesi ön planda değildir.
Burada amaç kente yeni bir şey katması ve insanları bu katkı üzerine düşündürmesidir.
Türkiyede Fulya Erdemci’ nin küratörlüğünü yaptığı ‘Yaya Sergileri’ ni buna örnek verebiliriz.
Nişantası’nda havada tellere asılı bisikletler, karşıdan karşıya geçmeye çalışan penguenler ya da balıklara özel bir üst geçit gibi bir çok yapıtın bulunduğu bu sergide amaç mekana, sokağa , kente ait bir takım sorunsallıkları ön plana çıkarmaktı. Hızla gelişen bir şehirde hastanelerin , okulların çokca olduğu, elit kesimin bulunduğu bir mekan Nişantası ve Nişantası eteklerindeki bulanan aksi bir durumdaki Teneke Mahallesi. Burada amaç Türkiye’nin gerçekliğini bizlere sunmaktır.
Kamusa alanda yapılan sanat yapıtının sevilmeyen örneklerini de görmemiz mümkündür.
Bu fotoğrafta Manhattan’daki Federal Plaza’yı iki eşit parçaya
ayıran dalgalı çelik perdeler görülmektedir.
Richard Serra tarafından gerçekleştirilen bu yerleştirme, ofis çalışanları arasında huzursuzluğa yol açmış, uygulanışından 8 yıl sonra kaldırtılmıştır.
İngiltere de başlayan serüveninden ,NewYork’tan Barcelona’ya, Paris’ten Batı Şeria’ya küresel boyutta sokaklara parmak izlerini bırakan, gezgin bir sanatçıdır. Sprey boya ile sesini yükselten alt-kültürün, kenar mahallelerin duygu ve düşüncelerini yansıtmaktadır.
İngiltere de başlayan serüveninden ,NewYork’tan Barcelona’ya, Paris’ten Batı Şeria’ya küresel boyutta sokaklara parmak izlerini bırakan, gezgin bir sanatçıdır. Sprey boya ile sesini yükselten alt-kültürün, kenar mahallelerin duygu ve düşüncelerini yansıtmaktadır.
20 Haziran 2010 Pazar
SUS ! BU BİR EMİRDİR.
Konuşmak sadece kelimeleri bir araya getirip telaffuz etmek değildir.İnsanın kişiliğini, duygu ve düşüncelerini aktaran bir araçtır. Bu yüzdendir ki susturulmak insanın tamamen kimliğin silinmesi demektir.
Kapitalist düzende Sömürge güçlerinin her zaman gündemde tuttuğu en önemli yöntem, halkı susturup egemenliği altına almaktır.Susturduğu halkları egemenliği altına alıp kendi istek ve yöntemlerine göre şekillendirmek ister. Istekleri doğrultusunda hareket etmelerini sağlayıp kendi fikirlerini kolayca yerine getirir.Kurmuş olduğu bu sistem sayesinde sömürülerine hergün bir yenisi daha katar.
Bununla birlikte bir diğer sömürü aracı ise medyadır. Medyanında katkısı sayesinde bu sömürü dahada perçinlenir ve halk artık istenilen karakterler halini alır.Zamlara,asgari ücretlere boyun eğer , eğmek zorunda kalır . Hergün yavaş yavaş sömürüldüğünün farkına bile varmaz.Verdiği şeylerle yetinip daha fazla ses çıkarmamızı bekler. Herşey o kadar olağandır ki !
Kapitalis düzenin tam da istediği budur . İnsanların olan olaylar karşısında sorular sormalarını, nedenlerini düşünmelerini engellemek. Ancak buna karşı çıkan hala bu çarkın içine girmemiş olanlarsa susmayı kabul etmeyip kendi fikirlerini, düşüncelerini aktarmayı, insanların bu kadar normalmiş gibi gözüken olaylar karşısında tepkisiz kalmalarına ses çıkaranlar ise cezalandırılır.....
Kültürel Bellek-Kimlik
Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu’nun üstlendiği ‘’Gelenekten Çağdaşa’’ adlı sergi Türkiye’nin batılılaşma sürecinde modern ve çağdaş sanatımızın , geleneksel sanatla olan ilişkilerini irdelemektedir. Sergide Balkan Naci İslimyeli , Ekrem Yalçındağ , Erol Akyavaş, Bedri Rahmi Eyüpoğlu , İsmet Doğan, İnci Eviner, Selma Gürbüz ,Ergin İnan, Murat Morova’nın ve çalışmaları yer alıyor. Bu isimlerin hepsinin ortak özelliği, geleneksel her türlü biçim, içerik ve estetiği, modern anlatım dili içinde yeniden yorumlamalarıdır.
Ülkemizin kültürel birikimini yapıtlarına nasıl aktardıklarını gösteren sanatçılar geleneksel sanatla modernin bir arada nasıl kullandıklarını resim, video , fotograf ve geleneksel sanat ürünleri olan hat , çini, minyatür , tekstil gibi objeleri de kullanarak bizlere doğu- batı , gelenek ,modernlik ve çağdaşlık kavramlarını yeniden okumayı ve sorgulamamızı istiyorlar.Sergideki işler arasında ilgimi çeken bir kaç çalışmadan bahsetmek istiyorum. İnci Eviner’ in ‘’ Yeni Vatandaş’’ adlı enstalasyon çalışması 60 metrekarelik bir alana Avrupa duvar kağıtları ve Osmanlı çinileri ile yerleştirilerek geleneksel temsile ilişkin yaklaşımlarımızı sorgulamamızı istiyor. Diğer bir çalışma ise Murat Morova’nın ‘’Sonsuzluk ve Tekrar ‘’ adlı çalışması insan figürünü kaligrafik arap harfleriyle motifleştirerek Osmanlı çinileri üzerine uygulayarak batıya özgü insan figürünü doğuya özgü bir motife cevirerek bir düzenleme yapmıştır.İslam estetik anlayışının görsel , sözel, yazılı öğelerini kendi kavramsal anlayışına göre düzenler sanatçı. Sergi tarih,kültür ve sanat yapıtı arasındaki görsel ve kavramsal ilişkileri sorguluyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)